KIZILTEPE
Mezopotamya’da sarı taşların egemen rengiyle, güneşin yansıttığı tonların buğday başaklarındaki zengin coşkusuyla gülümser Kızıltepe...
İlçenin en eski adı Dunaysır'dır. Daha sonra Koçhisar adını almıştır. Artukoğulları Döneminde gelişme gösteren kasaba bu dönemde Diyarbakır-Musul ve Urfa-Musul yolu üzerinde önemli bir ticaret merkeziydi.. 1931'de Kızıltepe adıyla ilçe merkezi olmuştur.
2000 yılı Genel Nüfus Sayımına göre ilçenin kesin nüfusu 121.302'dir. Kasaba belediyeleri ve köylerin nüfusu 75.819'dur. Mevcut nüfusun %62’si şehir merkezinde geriye kalan %38'i kırsal kesimde yaşamaktadır.
İlçede, biri merkez ilçe olmak üzere Dikmen, Gökçe, Şenyurt ve Yüceli kasabalarında beş belediye idaresi vardır.
Topraklarının %94'ü tarıma elverişli olan Kızıltepe ilçesinin başlıca geçim kaynağı tarım ve ticarettir. Özellikle son yıllarda pamuk tarımı önemli bir sıçrama göstermiştir. Tarıma dayalı sanayinin beklenen gelişmeyi GAP'ın ilçeye ulaşması ile sağlayacağı bilinmektedir. İlçenin E-24 Karayolu güzergahında olması nedeni ile ticaret sektörü günden güne büyümektedir. İl genelinde bulunan tarıma dayalı sanayi işletmeleri ile diğer fabrikalar Merkez ilçe ile Kızıltepe arasında bulunmaktadır. İlçe yolu güzargâhında havaalanının faaliyete geçmesi ile ekonomik yaşam biraz daha ivme kazanmıştır. Kızıltepe, merkez ilçe dahil olmak üzere bütün ilçeler içerisinde gelişme potansiyeline sahip en büyük ilçedir. İç göçleri kendine çeken özelliği ile bugün merkez ilçe nüfusunu ikiye katlamıştır.
NUSAYBİN
Mor Yakup’ta üçboyutlu taş işlemelerinin, taşları insanüstü bir gayretle sanat harikalarına dönüştüren sanatçıların diyarı Nusaybin ... Dünya’ya ışık tutacak bilinmeyen medeniyetlerin tarihinin sedef kakmalı hazine sandığıdır Gırnavaz... Güzelliklerin, tarihin görkemleştirdiği Nusaybin, ovadaki yeşil kilimdir sanki Zeynel Abidin’e göz kırpan..
2000 yılı Genel Nüfus Sayımına göre ilçenin nüfusu 81.899 kişidir. İlçeye bağlı kasaba belediyeleri ve köylerin nüfusu 36.718 kişidir. Mevcut nüfusun %69'u şehir merkezinde geriye kalan %31'i ise kırsal kesimde yaşamaktadır.
İlçede, biri merkez ilçe olmak üzere Akarsu, Duruca ve Girmeli kasabalarında dört belediye idaresi vardır.
Çağ çağ deresinin hayat verdiği Nusaybin’de pamuk ve tahıl tarımı önemlidir. İlçemiz çok güzel bir mesire merkezidir.
Nusaybin’in bir diğer dikkate değer özelliği de yer altı zenginliğidir. Petrol çıkarılan bölgelerdeki gelişmişlik dikkati çeker. Suriye ile sınır ilçesi olması itibariyle zengin bir sınır ticareti potansiyele sahiptir.
Nusaybin Resmi Sitesine bağlanarak daha detaylı bilgi almak için BURAYA tıklayın...
MAZIDAĞI
Şamrah eski adıyla bilinen Mazıdağı ilçesi, geçmişte Diyarbakır-Şam güzergahında canlı bir merkez oldu hep... Duygularla sevginin sırt sırta verdiği bakir toprakların ruhunu yansıtır her zaman.
Mazıdağı ilçesi, 9 Haziran 1937'de kurulmuştur. Şamrah, bu tarihe değin Derik ilçesine bağlı bir bucak merkezi idi.
İlçenin tarihi Sümerlere kadar gerilere gitmektedir. 150 metrelik bir tepenin üstünde bulunan Dermetinan Kalesi, Sultan Şeyhmus, Pir Hattap türbeleri ilçenin önemli ziyaret yerleridir. Taş Devrinden günümüze kadar gelebilen Zambırhan ve Aşrihan mağaraları bulunmaktadır. Kervanların bu mağaraları daha sonraları konaklama amacıyla kullandıkları anlaşılmıştır. İlçenin batısında Şamrah Kalesi namıyla anılan kalenin yanısıra Gümüşyuva Köyünde Bizanslılar tarafından bulunup işletilen gümüş madeni ve bu madenin muhafazası için yapılan kale ve müstahkem yerler, aynı yerde bulunan kilise kalıntıları, tarihi bir nitelik taşımaktadır.
2000 yılı Genel Nüfus Sayımına göre ilçenin nüfusu 13.452'dir. İlçeye bağlı kasaba belediyeleri ve köylerin nüfusu 16.202'dir. Mevcut nüfusun %45'i şehir merkezinde geriye kalan %55'i ise kırsal kesimde yaşamaktadır.
Merkez ilçe dışında ilçeye bağlı belde belediyesi bulunmamaktadır.
Kurak mevsim şartlarının hüküm sürdüğü Mazıdağı'nda Karaçay hayati bir önem taşımaktadır. Fosfat tesisleri yörenin can damarlarından biridir. Eskiden beri el sanatlarının önemli bir ekonomik değer olduğu ilçede, bu faaliyetlerin yeniden canlandırılması amacı ile çalışmalar devam etmektedir. Tütüncülük, arıcılık, bağcılık, kümes hayvancılığı ilçenin başlıca geçim kaynaklarıdır.
Mazıdağı Resmi Sitesine bağlanarak daha detaylı bilgi almak için BURAYA tıklayın...
DARGEÇİT
Sıcağın buğusu, iklimin sert çizgilerle doğasını çizdiği bu şirin ilçede, mitolojinin duygularla, güzelliklerle örüştüğü sıcakkanlı insanların çalışma azmi ve misafirperverliğiyle konuklarına kucak açan bir ortam...Dargeçit...
İlimizin Kuzey Doğusunda yer alır. Merkez ilçeye 110 km. uzaklıkta bulunan Dargeçit, 1986 yılında Midyat’tan ayrılarak ilçe olmuştur.
2000 yılı Genel Nüfus Sayımına göre ilçenin nüfusu 21.140’tır. İlçeye bağlı kasaba belediyeleri ve köylerin nüfusu 14.855’tir. Mevcut nüfusun %59’u şehir merkezinde geriye kalan %41’i ise kırsal kesimde yaşamaktadır.
İlçede, biri merkez ilçe olmak üzere Kılavuz ve Sümer Kasabalarında toplam üç belediye idaresi vardır.
İlçe halkının geçim kaynağı tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Başta tahıl tarımı olmak üzere bağcılık ve Antep fıstığı ekonomik anlam taşıyan belli başlı tarımsal ürünlerdir.
MİDYAT
Zengin bir mimarî dokunun bağrında efsanevi görüntüsüyle insanlara enfes bir zaman tüneli gezintisi sağlayan; belki kulaklarda yankılanan Süryani bir hatibin söylemi, belki İslâmiyet’in geçiş alanlarından biri oluşunun dışa vurumudur Midyat...
Yukarı Mezopotamya'nın bir parçası olan ilçe, Tur-Abidin(Turabdin) Bölgesinde kurulmuştur. Midyat, MÖ 9. Yy. Asur Tabletlerinde mağara kenti anlamında "Matiate" olarak geçer. Büyük olasılıkla da adı buradan gelmektedir. Mevcut mağaralarda yapılacak bilimsel arkeolojik çalışmalar ilçenin antik tarihi hakkında sağlıklı bilgiler verecektir.
Doğusunda Dargeçit İlçesi ve Şırnak: Batısında Ömerli İlçesi: Kuzeybatısında Savur İlçesi: Kuzeyde Batman iline bağlı Hasankeyf ve güneyinde Nusaybin ilçesi yer alır.
2000 yılı Genel Nüfus Sayımına göre ilçenin nüfusu 91.315'tir. İlçeye bağlı kasaba belediyeleri ve köylerin nüfusu 106.653'tür. Mevcut nüfusun %46'sı şehir merkezinde geriye kalan %54'ü ise kırsal kesimde yaşamaktadır.
İlçede, biri merkez ilçe olmak üzere Acırlı, Çavuşlu, Gelinkaya, Söğütlü, Şenköy ve Yolbaşı kasabalarında yedi belediye idaresi vardır.
İlçenin geçim kaynağı tarım ve hayvancılığa dayamaktadır. İlçede bağcılık önemli bir ekonomik değer taşımaktadır. Son yıllarda gelişen ticaret ve eskiden beri süre gelen gümüş işlemeciliği (Telkari) önemli bir geçim kaynağıdır.
Midyat Resmi Sitesine bağlanarak daha detaylı bilgi almak için BURAYA tıklayın...
SAVUR
Savur İlçesi tarihi bir dokuya sahip, Mardin’e benzeyen şirin bir ilçedir. Dağ yamacına kurulu hükümran konumu ve binalardaki taş işçiliğinin mükemmelliğiyle dikkat çeker. Mezopotamya’ya hakim olan kavimler burayı da etkilemişlerdir. İlçenin tarihi Etiler’e kadar uzanmaktadır. Roma ve Bizans İmparatorluğu hakimiyetinin, Sasani ve Melikşah dönemlerini yaşamış olan ilçemiz il merkezine 47 km. uzaklıktadır. Savur ilçesinin merkezi, Kalesi, Kaya evleri, Eski Ulu Camii, Romaniye ve Mor Yuhanın(Dereiçi Köyü) Kiliseleri, Türbeler ve Başkavak Köprüsü ile adeda usta bir el tarafından işlenmiş tarihi bir site görünümündedir.
2000 yılı Genel Nüfus Sayımına göre ilçenin nüfusu 11.240'tır. İlçeye bağlı kasaba belediyeleri ve köylerin nüfusu 29.866'dır. Mevcut nüfusun %27'si şehir merkezinde geriye kalan %73'ü ise kırsal kesimde yaşamaktadır.
İlçede, biri merkez ilçe olmak üzere Pınardere, Sürgücü, Yeşilalan kasabalarında dört belediye idaresi vardır.
Kavakçılık, tahıl ekimi, bağcılık, sebzecilik önemli gelir kaynaklarıdır. Fıstık ve kiraz yetiştiriciliği gelecek vaadetmektedir. Yörenin tek Şarap Fabrikası atıl durumdadır. Savur, dünyaca ünlü üzümler diyarıdır.
ÖMERLİ
Bereketli Hilal’de Mardin vazgeçilmez bir değerken; Dicle ve Fırat Mezopotamya’ya egemenken mağrur coşkunlukla; Ömer’li zengin kültürel dokusuyla Mardin’i bütünler sanki.. Ömerli İlçesi ve çevresi için elde edilen bilgilerin en eskileri Asurlular’a aittir. İlçe merkezinde tarihi eser olarak Süryaniler’e ait harabe halini alan bir kilise vardır.
Mozaik tabanlı evler, kuyumculuk sanayiinde kullanılan beyaz toz, Asur, Pers, Bizans, Arap ve Osmanlı Devri’ne ait sikkeler, heykel ve heykelcik, kilden testi ve küpler üzerindeki çeşitli motifler, resimler, süs eşyaları ilçenin arkeolojik buluntuları arasındadır. Fafit(Beşikkaya Köyü) bu anlamda önemli bir kaynaktır.
2000 yılı Genel Nüfus Sayımına göre ilçenin nüfusu 7.353'tür. İlçeye bağlı kasaba belediyeleri ve köylerin nüfusu 8.609'dur. Mevcut nüfusun %46'sı şehir merkezinde geriye kalan %41"i ise kırsal kesimde yaşamaktadır.
İlçeye bağlı belde belediyesi bulunmamaktadır.
Yakın tarihe kadar nüfusun tamamına yakın kısmı çiftçilik ve hayvancılık ile geçinmekte iken, son yıllarda küçük el sanatları, taşımacılık ve ticaretle uğraşın arttığı görülmektedir.
YEŞİLLİ
Mardin ili ilk uygarlıkların ortaya çıktığı Mezopotamya bölgesinde kurulmuş çok eski ve köklü bir tarihe sahip olan bir şehrimizdir. Bir Dağın tepesinde kurulmuş olan Mardin harika bir doğa güzelliğine sahip, üzerine kurulduğu dağlardan aşağıya göz alabildiğine uzanan bağ ve bahçelerle bezenmiş yemyeşil Mezopotamya ya sanki bekçilik etmektedir.
Mezopotamya çok verimli ve sulama imkanı bulunan topraklara sahiptir insanın ilk gününden beri hep büyük öneme sahip olmuştur. Mardin il sınırları içinde yapılan kazı çalışmaları sonucunda burada bulunan kalıntılar Mezopotamya da çiftçilik ve hayvancılık M. Ö 8000 yıl öncesinde başladığını doğrular niteliktedir. Mezopotamya sahip olduğu bu değerler sayesinde bir çok uygarlıklar gelip buraya bu bölgeye yerleşmişlerdir.
Mardin ve çevresinin tarihi de sırasıyla bu topraklara sahip olup belli bir süre hükmetmiş olan Subari, Sümer, Akad, Babil, Mitaniler, Asur , Pers, Roma, Bizans, Araplar, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı uygarlıkları ışığında gelişmiştir.
Mardin ilimizin kuzey doğusunda bulunan Mardin den 8 km uzaklıkta yer alan 1991 yılında ilçe statüsünü kazanan Yeşilli(Rişmil) ilçesinin tarihi sürecine bakıldığında Mezopotamya ve Mardinin tarihi gelişiminden kopuk farklı bir tarihin ortaya çıkması beklenemez.
Verimli Mezopotamya ovasının ortasında yükselen, kalker ve lavlarla örtülü bir dağın yamacındaki kent neredeyse bütün kültürlerin uğrak yeri olmuştur. Kentin ve çevresinin doğum tarihi M.Ö 3 bin yılına dayanıyor. İlk ve sonraki yerleşimciler söyle sıralanmaktadır. Subariler, Sümerler, Akadlar , Hititler ,İran'dan gelen Midiler, daha sonra Asurlar, Urartular, Mitaniler, Aramiler, Persler… 2. yy Romalılar Sasaniler ardından Bizanslılar 9 yy. Hamdaniler 10 yy sonunda Mervaniler, 11yy Türkmenler, 12.yy Artuklular Haçlı seferleri zamanında Eyyübiler sonra İlhanlılar Karakoyunlu ve akkoyunlu beylikleri 16.yy Safeviler Osmanlılar ve nihayetinde de şimdi Türkiye Cumhuriyeti . Mardin ve yöresi işte böylesine renkli zengin ve karmaşık bir kültür birikimine sahiptir.
Ezan ve çan seslerinin birbirine karıştığı Mardin de bir çok tarihi cami ve kilise yıllar boyu yan yana durmuş ve kentin kültür mozaiğini oluşturmuştur. Bu sadece Mardin de değil Midyat’ta, Kızıltepe’de, Savur’da Derik ve Yeşilli’de de görülebilmektedir.
Pers’lerin “Marde”, Bizansların “Mardia” Arablarda ”Maridin ” Süryanilerde “Merde-Merdo-Merdi” şeklinde adlandıkları şehir Türklerin yöreyi fethinden sonra “Mardin” olarak adlandırılmıştır.
Kısaca özetlemek gerekirse Yeşilli Mardin iline bağlı yeni ilçe olmuş,Mardin'e en yakın ilçedir. Halk arasında ve bazı tarihi kaynaklarda “Reşmil-Rişmil” olarak bilinmektedir. Mardin'in hemen kuzeydoğusunda yer almaktadır. Osmanlılara kadar hiç ismine rastlanmadığı ve Osmanlıların eline geçtikten sonra 39 hanesi olan küçük bir köy olduğu dikkate alınırsa bağımsız bir Yeşilli tarihinden bahsetmek zor görünüyor. O nedenle ilçenin tarihi bir anlamda Yeşilli'de yerleşimin olduğu günden itibaren Mardin’in tarihiyle özetlenmesi şeklinde olması kaçınılmazdır.
DERİK
Yüzlerce yıl önce nice kanlar döküldü bu topraklarda; savaşlar, haykırışlar, gürleyen cengaverlerin yiğitliklerinde sesleri göğe varan kılıçlar...Derik, savaşlara, akınlara hakimiyet kavgalarına şahit olmuş, kutsal kitaplarda adına yemin edilen zeytinin diyarı olmakla günümüze ulaşmıştır.
Karacadağ'ın eteğinde kurulmuş olan Derik’te, Roma ve Bizans Dönemlerinde altın çıkarıldığı bilinmektedir. Derik'in 15 km. batısında Hisaraltı Köyü sınırları içinde, Artuklu Dönemi’nin en büyük yapıtlarından biri olan Rabat Kalesi yer almaktadır 16.yy da bir kasaba merkezi olan Derik, Yukarı Derik (Derik-i Ülya) ve Aşağı Derik (Derik-i Süfla) olmak üzere iki kısımdan oluşurdu.
2000 yılı Genel Nüfus Sayımına göre ilçenin nüfusu 20.663'tür. İlçeye bağlı kasaba belediyeleri ve köylerin nüfusu 35.868'dir. Mevcut nüfusun %37'si şehir merkezinde geriye kalan %63'ü ise kırsal kesimde yaşamaktadır.
Merkez ilçe dışında ilçeye bağlı belde belediyesi bulunmamaktadır.
Doğu, Batı ve Kuzey yönleri dağlarla çevrili olan ilçenin güney kesimleri ovalıktır. Karasal iklimin egemen olduğu ilçede, faaliyette olan gölet ve barajların sağladığı sulama olanaklarıyla pamuk tarımı da yapılabilmektedir. İlçede zeytinciliğin yanı sıra bağcılık da yapılmaktadır. Tarımsal arazilerin az olduğu dağlık kesimlerde yaşayan halkın başlıca geçim kaynağı ise hayvancılıktır.
Derik Resmi Sitesine bağlanarak daha detaylı bilgi almak için BURAYA tıklayın...